make their day.
Rjovik
Doğduğu günden beri varlığıyla bilinci arasında bir tercih yapabileceği günü bekliyordu.
Lütfen bekleyin... Lütfen bekleyin... Şimdi karşıya geçebilirsiniz.

Jionda
Doğduğu günden beri varlığıyla bilinci arasında bir tercih yapabileceği günü bekliyordu.
Lütfen bekleyin... Lütfen bekleyin... Şimdi karşıya geçebilirsiniz.

Sanka
Doğanın bizi katletmemesi için özgürlüklerimizden vazgeçip toplum olmayı kabul ettik. Mağarada beş on kişiyken daha mı iyiydik bilmiyoruz, ancak birçoğumuz kurduğumuz bu yeni düzenin, feda ettiğimiz özgürlüğe değip değmediğini sorgular halde.

Reisen
Birçok insanın emekli olunca yerleşmek isteyip yine birçoğunun bir bahane bularak yerleşmediği sahil kasabalarından birine ulaştı. Mevsimi olmadığı için tatilciler yoktu. Sadece mevsimi olmadığı için değildi aslında. Tatil çalıştıkça hak edilen ve başkaları tarafından pazarlanan bir dinlence değil miydi? Herkes çalışıyordu. Kıyıda biraz rüzgâr, bolca deniz kabuğu ve çekingen dalgalarla karşılaştı. Bungun havayı yırtan birkaç martı sesi duydu. Martılar asla emekli olmazdı. İnsanlar doğar, büyür, çalışır, bir martı gibi ekmekleri yakalar ve yaşlanınca emekli olurlar. Sadece hayaller yaşlanmıyor. Renkli şemsiyelerden birinin altına bir köpek gibi kıvrıldı, büyük bir deniz kabuğu aldı, kulağına götürdü ve içinden gelen sesi dinleyerek uyudu.


T-Storya
Eminim zamanı da yaşlandıran, çağdışı bırakan, sürekli geç kalmış hissettiren bir güç vardır.

Peca
Kusurlu planları, yanlış anlaşılan lafları ve tekrar eden hatalarıyla kendi olmaya devam ediyor.


Xuntos
Man in search of tranquility flees from other men and yearns for men afterwards. He never thought he'd want to come across someone like him on the road. Perhaps this lengthy solitude scared him. He couldn't have gone so mad as to be on a journey everyone would fear. Man rests on the road, questions, contradicts himself and wants to relax at the end of the day. He was going to be still if only he saw a silhouette or a movement. What he needed was the awareness that he wasn't all alone. Before long, he saw some people walking toward the horizon by themselves. He had his journey somewhat confirmed by their existence. He wasn't alone. Man can remain alone at most until that time when he feels he can tolerate others.


Metar
Sometimes all we do is to idle around in a dimensionless platform in a troubled universe for an infinite time.

Heliopause
Aradan geçen yüzyıllar sonrasında, elimde yok ettiğim türlerin kostümüyle tek kişilik bir tiyatro oynamaya başladım.

Neuvex
Sabahtan akşama kadar gökyüzüne kablo çeker, hayal gücü uydularımı fırlatırım.

Okeanos
Aradan geçen yüzyıllar sonrasında, elimde yok ettiğim türlerin kostümüyle tek kişilik bir tiyatro oynamaya başladım.

Flora
Aradan geçen yüzyıllar sonrasında, elimde yok ettiğim türlerin kostümüyle tek kişilik bir tiyatro oynamaya başladım.

Time
Hatalarımdan çok şey öğrendim. Ama hatalarım benden daha çok şey öğrendi.

Target
Hatalarımdan çok şey öğrendim. Ama hatalarım benden daha çok şey öğrendi.

Lepenca
Kusurlu planları, yanlış anlaşılan lafları ve tekrar eden hatalarıyla kendi olmaya devam ediyor.
